Hayatınızı Değiştirmenin Anahtarları

İnsanların değişebileceğine inanıyor musunuz? Çocukluğumdan beri, bunun mümkün olmadığını defalarca işittim.

Ancak bu hüküm doğru değil. İnsanlar değişebiliriler. Zaten gelişen zihniyet ile sabit zihniyet arasındaki fark da budur. Sabit zihniyete sahip olanlar, inanmadıkları için değişemezler.

Oysa, değişebileceğine İnanmak başlangıç noktasıdır. Gerçekten değişmeyi İstemek ise bir sonraki adımdır. Hayatınızı önemli ölçüde değiştirmenin anahtarı bu iki kavramdır.

Sadece değişimin faydalarının peşinde misiniz?

Burada, değişimi gerçekten istemek fikrine dikkat etmek gerekiyor. Çünkü çoğumuz, değişimin kendisi yerine sadece faydalarına odaklanıyoruz.

Örneğin, aynı zamanda kalp sağlığını da güçlendiren bir zayıflama hapı icat edilse, çoğumuzun egzersiz yapmayı derhal kesip, hapın peşine düşeceğini tahmin etmek güç olmaz sanırım. İşte bu durum, egzersiz yapmanın değil, egzersizin faydalarının peşinde olduğumuzu gösterir.

Kimliğimize “Egzersiz yapan kişi” olmayı eklemek isteğiyle değil; sadece iyi görünmek için, spora başlar, abartır ve her dakikasından nefret ederiz. 

Devam etmek için iradeye yaslanmaya çalışırız, ancak kanepe, Netflix ve bir kase dondurma daha kışkırtıcıdır. Ve çoğu zaman başladığımız yere geri döneriz. 

Sonuç olarak, gerçekten istemediğimiz bir hedef konusunda ısrar ediyorsak, büyük ihtimalle sadece angarya ile kendimizi kandırıyoruz demektir.

Cesur olun

Herhangi bir konuda gerçek anlamda değişebilmek için güçlü bir iradeye sahip olmamız gerektiğini düşünürüz. Ama sıklıkla irade dediğimiz şey bizi yarı yolda bırakır.

( İrade gücünün sınırlı ve tükenebilir olduğu fikri, bilimsel değil daha çok ahlaki bir kavramdır. Ve kökenleri erken Hristiyanlığa dayanır. Bununla ilgili daha sonra konuşacağız)

Biz de bunu, geçmiş deneyimlerimizden bildiğimiz için, hayal kırıklığına uğramamak için başlamaya cesaret edemeyiz.

Oysa, değişimi gerçekleştirebilmek, tutku ve azim ile ilgilidir. Ödüllü psikolog Angela Duckworth, Azim-Sabır, Tutku ve Kararlılığın Gücü kitabında, azimli insanların aşağıdaki 4 psikolojik varlığı, belirli bir sırayla geliştirdiğini söyler:

  1. İlgi : Gerçekten ilgilendiğiniz bir şeyi seçmek, ona bağlı kalmanın ilk adımıdır. Burada, içsel motivasyonun güçlü faydasını elde edersiniz. Yani dış onay veya ödüle bakmaksızın yapmak istediğiniz bir şeyi seçersiniz. Bunun için çabalamanın büyüsüne kapıldığınızda gerçek tutku gelişir.
  2. Alıştırma : Bir sonraki aşama,  bir şeye sahip olmak için pratiğe yönelik disiplini geliştirmektir. Adım adım daha iyi olmak için yaptığınız kasıtlı eylemleriniz, ustalığa giden yolu açar. Hedefleriniz yüksek bile olsa, işi sürekli yaptığınız için, aynı zamanda ulaşılabilir hale gelir.
  3. Amaç : Tutku, yaptığınız şeyin sizin için önemli olduğu inancıyla genişler. İşte bu noktada, ilgi duyduğunuz ve yapmakta olduğunuz şey, yalnızca kişisel tatmin yaratmakla kalmaz, aynı zamanda başkalarının refahıyla da bağlantılı olabilir. Bazı çabalar doğal olarak hem size hem de başkalarına fayda sağlarken, cesur insanlar zamanla çalışmalarının gerçekten daha büyük bir amaca hizmet ettiği duygusunu geliştirmeye eğilimlidir.
  4. Umut : Diğer üç yönden farklı olarak Duckworth, umudun sadece bir cesaret aşaması olmadığını savunuyor. Aksine, diğer üç aşamayı tanımlar. Bunu düşündüğünüzde, umut, duruma ayak uydurmamızı ve işler zorlaştığında devam etmemizi sağlayan şeydir. Kendinize meydan okuyorsanız, yere serileceksiniz. Tekrar ayağa kalkmak, umudunuzun varlığını yansıtır.

İrade gücüne güvenmek yerine, ilgi ve içsel motivasyonla başlayın ve geri kalanının nasıl kendiliğinden geliştiğini görebilirsiniz. 

Metanet Hakkındaki Hype’e İnanmayın I The Cut

Nasıl bir kişi olmak istiyorsunuz?

Değişmeye cesaret etmek, ilgiyle başlar, ancak her ilgi bir amaca ve tutkuya dönüşemez. 

Kim olduğunuzu bir şekilde değiştirmek istediğinizde gerçek değişim gerçekleşir. O yeni kişinin nasıl davrandığını görmeye başlarsınız, bu da sizi o kişi olduğunuza inanmaya yönlendirir.

Bu, sadece bir sonuç ya da yüzeysel bir değişiklik değildir. Kimliğinizin değişmesidir; hayatınızı gerçekten değiştirmenin en önemli anahtarıdır.

James Clear’ın şu sözü herşeyi özetler:

“Sonuçlar, ne elde ettiğinizle ilgilidir. Süreçler ne yaptığınızla ilgilidir. Kimlik, neye inandığınızla ilgilidir.”

Başka bir deyişle, zayıflamak istiyor olabilirsiniz, ancak bu sadece yararlı bir sonuçtur. Kim olmak istediğinizile ilgisi yoktur. Ve belirgin bir şekilde farklı bir insan olabilmeniz için , sadık kalabileceğiniz bir süreci  benimsemeniz gerekir .

Hayatınızın bir yönünü önemli bir şekilde değiştirdiğinizde, kendinizi daha fazla değişime açarsınız. Hayatınızı değiştirmek, farklı bir insan olmayı seçmek demektir.

Kimliğinizi yenilemeden sürekli olarak değişimin avantajlarından yararlanamazsınız. Kolay olduğunu söylemiyorum, ancak mümkün.

Şimdi kendinize sorun:
• Ne tür bir değişiklik istiyorsunuz?
• Ne tür bir insan olmak istiyorsun?
• Hangi alışkanlıkları geliştirmek istersiniz?

Kimliğinizi Değiştirmenin İnce Gücü I Zen Habits

İnançlarınız Davranışlarınızı Nasıl Sabote Edebilir I James Clear

Plasebo Gücünün Tuhaf Etkisi Kanıtlandı I Vox

Görüşürüz

Yeni hayat

Melis,

Not: Eğer Rafineri’nin bu yayını hoşunuza gittiyse, arkadaşlarınıza Rafineri’nin bu bültenini gönderebilirsiniz. Bizi önerdiğiniz için teşekkür ederiz!

Sizi Durduran Sesi Susturmak

Hepimizin hayatında değiştirmek istediği şeyler var. Ama ne zaman kendimizle ilgili bir şeyleri değiştirmeye çalışsak, içimizdeki sevimsiz ses, avazı çıktığı kadar bağırmaya başlıyor.

Hani şu, “ Yapamazsın” diyen sesten bahsediyorum; “Beceremezsin bu yaştan sonra” diyen sesten. Tanıdınız değil mi?Maalesef, bir çoğumuz duyduğumuz şeye inanıyor ve yeniliyoruz.

Ama iyi  haber şu ki; kendimizle ilgili batıl inançlarımızdan kaynaklanan bu sesi, susturmamız pek mümkün değilse de söylediklerini tersine çevirebiliriz.

Kendimize dair olumsuz inançlara sahip olmanın, ilerlememize engel olmaktan başka, bizi daha çok hasta ettiği, daha fazla stres ve anksiyete atağı geçirmeye sebep olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım. 

Bu durumda, Rafineri’de en baştan beri önemini vurguladığımız pozitif yaşama geçiş yapmak hem zihin hem de beden sağlığımız için oldukça elzem.

Olumlama cümleleri hayatınızda yer almalı

 

Psikoloji uzmanlarının söylediği gibi, zihnimizi gerçekte kontrol eden şey, bilinç altımızdaki inanç ve düşüncelerimiz. Diğer taraftan zihnimiz, duyduğuna inanarak, söyleneni bilinçaltına kaydetme yapısına da sahip.

“Kırk kere söylersen olur” cümlesinin genelde hangi içerikte kullanıldığını düşünmenizi istiyorum. “Çok güldük kesin başımıza birşey gelecek” cümlesi de bizlere bu anlamda yabancı sayılmaz. Ya da “Şans ne zaman bana güldü ki!” cümlesi…

Tüm bu cümlelerin ortak noktası hep negatife odaklanmaları. Siz bu tip cümleler kurdukça, hayatınızda olumlu bir değişiklik yapmaya cesaret edemiyor, olumsuzluklarınız sürdükçe de olumsuz cümlelerinizi daha da pekiştiriyorsunuz.

Ama bu döngü, bir düşünme ve söylem tekniği ile kırılabilir. Buna, “Olumlama” deniyor.

Olumlama, gerçekleşmesini istediğiniz bir şeyin kalpten inanarak söylenmesi ve bilinç altında pozitifliğin yaratılmasıdır.

Söylemlerimizin zihnimizdeki yansıması Psikolog Serra Serim

Nasıl olumlama yapabiliriz?

 

Olumlama tekniklerinin birkaçından şu şekilde bahsedebiliriz;

• İlk olarak negatif duygu ve düşünceyi size getiren olayların zihinden uzaklaşmasına izin verin. Bırakın gitsinler, oldukları yerde geçmişte kalsınlar.
• Durumu tanımlamaya çalışın. ‘İstiyorum’ demeyin. Mesela “zengin olmak istiyorum” yerine “zengin olmak için gereken herşeye sahibim” diyebilirsiniz. Aynı zamanda isteklerinize şart/koşul tanımayın.
• Kelime seçiminize dikkat edin. Olumsuz anlamlı bir kelimeyi kullanmak mesela “endişeli değilim” demek yerine, “sakin hissediyorum” “sakin olmayı tercih ediyorum” demelisiniz.
• Cümleleri söylerken hep şimdiki zamanı kullanın. Unutmayın hayatınızı gelecekte değil şu anda yaşıyorsunuz.

Ilk basta adapte olmak kolay olmayabilir. Ancak bildiğiniz gibi, birşeyi alışkanlık haline getirebilmek için,  en az 21 gün boyunca mutlaka her gün tekrar etmek gerekiyor. Zaman içinde bilinç altı söylemlerinizin, negatiften pozitife doğru değişmeye başladığını göreceksiniz. 

Olumlama, dilek ve arzularımızı dile getirebileceğimiz pozitif düşünme tekniğidir. Her ne kadar, dua etmek ile karşılaştırılsa da, kişisel fikrim, herhangi bir dine ait ritüel olarak algılanmaması gerektiği yönünde.

Daha detaylı bilgi için:

Olumlu İç Konuşma Nedir? I Positive Psychology

Olumlu Düşünme İçin Günlük Beyanlar I Jack Canfield

500 Olumlama Cümlesi | Bilgi erdemdir

Şükür defteri tutmak

 

Geçen hafta size günlük tutmanın öneminden bahsetmiştik  Size kendiniz hakkında yazabileceğiniz bir yöntem daha önermek istiyorum: Şükür Defteri tutmak.

Varlığımıza ve sahip olduklarımıza şükretmek, güne başladığımızda yapmamız gereken ilk şey olmalı. İstediklerimize ulaşamamanın verdiği negatifliği sahip olduklarımızı kendimize hatırlatarak pozitif algı ile değiştirebiliriz.

Bir şükür defteri sahibi olmak, bizlere bardağın hep dolu tarafını görebilme gücünü verir ve iç huzurumuzu sürekli kılar.

Nasıl şükür defteri tutabileceğiniz ve nelere dikkat edebileceğimize dair Ayşe Tolga’nın çok güzel bir yazısı var;

Güçlü bir Şükür defteri oluşturun! | Ayşe Tolga

Pozitif hayata geçiş sizinle başlar. Önce düşünce ve söylemlerinizi değiştireceğiz. Sonra da bu değişikliği fark etmek için çalışacağız.
Çünkü bizim varlığımız değerli ve bizler daha iyi yaşamayı hakediyoruz.

Hayatın içinde pozitif kaldığınız ve varlığınıza şükrederek geçireceğiniz günler dilerim

Kendini Keşfet
Gözde