Düzenli Düzensizlik

Alışkanlıklarımız, hayatımızı oluşturan rutinleri, rutinlerimiz de kim olduğumuzu tanımlar.

Hepimiz, sabah yataktan doğrulurken hangi hareketleri yaparak kalktığımızdan, gece yatınca hangi tarafa döndüğümüze kadar gün boyu bir çok alışkanlığın içinde yuvarlanıyoruz.

Bunların kimisi faydalı, kimisi ise sağlık açısından zararlı. Üstelik yeni bir alışkanlık edinmek veya kötü bir alışkanlığı bırakmak da oldukça zor.

Bir çoğumuzun,  hayatına sporu dahil etmeye  beslenme rutinini aralıklı oruca dönüştürmeye, sigarayı bırakmaya veya erken yatmaya vs. çalıştığını biliyorum. Bunu kalıcı olarak başarabilmek için, edinmek istediğiniz davranışın sonucuna veya faydalarına değil, sürece odaklanmanız gerekiyor. 

Başardığımızda ise, harika bir rutin oluşturmuş oluyoruz.

Fakat burada, tuhaf bir durum var: 

“Ne kadar muhteşem olursa olsun, herhangi bir rutine fazla alışmak beynimizi zorlayıp, ömrünü kısaltabiliyor.”

Bu durumda, rutinlerimizin içine bir parça düzensizlik mi eklemek gerekiyor? Bu çelişkili gelebilir, ancak beyin sağlığı ve uzun ömürlülük üzerine yapılan araştırmalar, “düzenli olarak yenilik” deneyimlemenin uzun ve mutlu bir yaşam için gerekli olduğunu gösteriyor.

Başka bir deyişle, 

“Kendimizi rutin olarak yeni deneyimlere maruz bırakmamız gerekiyor.”

Yenilik, tanımı gereği bizim için yeni olan her şeydir ve yenilik deneyimi birçok şekilde olabilir: 

Yeni bir insanla tanışmak, yeni bir beceri öğrenmek, yeni bir kıyafet satın almak, yeni bir kitaba başlamak, yeni bir makale okumak, yeni bir müzik dinlemek veya yeni bir ortama seyahat etmek…vs

Kişisel olarak, bir süredir düzenli olarak her gün yeni bir şeyler yapmaya dikkat ediyorum. Mesela bazen kızımı kreşe bırakmak için başka bir yoldan gidiyorum veya Almanca bir şeyler okumaya gayret ediyorum; hiç bir şey yapamazsam kahvaltıda yeşil çay içmeyi deniyorum veya gidip duş jelinin markasını değiştiriyorum…

Bu neden önemlidir? Çünkü, yenilik bizi daha mutlu eder, hafızayı ve öğrenme kapasitesini geliştirir ve sonuçta ortaya çıkan dopamin hücumu sayesinde bizi motive eder.

Ama daha fazlası var. Bu motivasyon yalnızca daha uzun bir ömre değil, aynı zamanda daha uzun süre sağlıklı yaşamaya da yol açıyor:

“Yenilik, refah için o kadar önemlidir ki, araştırmacılar “neofili” yi – yeni deneyimler edinme arzusunu – uzun ömürlülüğün bir göstergesi olarak tanımladılar. Yaşam boyunca aktif olarak yeni deneyimler arayan insanlar daha mutlu, daha sağlıklı hayatlar yaşarlar.”

Yeni deneyimler ve zorluklar aynı zamanda devam eden kariyer başarısının da anahtarıdır. Beyninizin nöroplastisitesi  yenilik gerektirir ve onsuz yaratıcılık  pratikte imkansızdır. Beyinlerimizin yeni bakış açılarını görmek ve yeni bilgileri entegre etmek için zorlanması gerekiyor.

Dikkat edilmesi gereken şudur:

Beynimiz kendiliğinden yeniliğe can atsa da, bu istek azalabilir çünkü beyinlerimiz de oluşturduğumuz rutinlere güçlü bir şekilde bağlanır. Bu, yaşlandıkça tanıdık deneyimlere sarılmamızı sağlar.

Yaşlanmak istemezsiniz, değil mi? Bugün yeni bir deneyimin peşinden gidin … beyniniz için inanılmaz derecede sağlıklı olduğu için değil; harika hissetireceği için.

Yeniliğin Önemi I Barainword 

49 Yaşında Meslek Değiştirmek

Yeniliğin sağlık için öneminden bahsediyoruz, öyleyse “yeni bir kariyer şeçimi” nin bu anlamda atılabilecek en etkili adımlardan birisi olduğunu da söylemeden geçmeyelim. 

Evet, ileri yaşta(?) kariyer değişikliği yapmak hiç kolay değil ve bir çoğumuz için fantastik bir macera. Ancak aramızda buna cesaret eden ilham veren insanlar var.  49 yaşında avukatlıktan psikologluğa geçen Yıldız Hacıevliyagil’in hikayesini okuyun.

40’ından sonra meslek değiştirmek I Fikir Turu 

Bunaldığımızda (Anksiyete)Ne Olur?  

Evet, 2020’de kim bunalmış hissetmiyor? “Hiç kimse!” dediğinizi duyar gibiyim. Elbette, dünyada ve hatta kendi hayatımızda ne olacağını seçemeyiz, ama sıklıkla yaşadığımız anksiyete atakları yaptığımız düşünce hatalarından kaynaklanıyor. Bunları tespit edip, üzerinde çalışmak lazım.

Bunaltı Bozukluklarının(Anksiyete) Bilişsel Tedavisi I Psikonet

Mutluluğun Nasıl Olduğu

Hepimiz daha fazla mutluluk yaşamak istiyoruz ama önce neden bahsettiğimizi netleştirelim. “Mutlu olma hali aslında, sahip olduklarımız ve elde edebildiğimiz şeylerden çok, davranışlarımızın ve yaşam tarzımızın bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır”

Şu An Mutluluğu Bulmanın 7 Bilime Dayalı Yolu

Egzersizi Alışkanlık Haline Getirmek

Yürüyüş olmasaydı, bu salgının üstesinden gelmek benim için çok daha zor olurdu. Bu şey hala devam ettiğinden ve belki de daha da kötüye gittiğinden, belki ihtiyacınız olan yeni deneyim, bir egzersiz veya yürüme alışkanlığı yaratmaktır.

 Egzersizi Alışkanlık Haline Getirmek İçin Ne Yapmalısınız?I Fit Ekran

Dijital Topuklar 2020 Online 

Size çok sevdiğim ve ilgiyle takip ettiğim, bir platform olan Dijital Topuklar’dan bahsetmek istiyorum. İçinde başta feminizm ve kadın hakları olmak üzere bir çok konuda harika içerik barındırıyor.

Ayrıca platformun kurucuları Elif Doğan ve Perihan Çıragöz, 2016 yılından beri, alanında uzman isimlerin katılımıyla son derece güzel ve ilham verici bir zirveye imza atıyorlar. Maalesef ben, Berlin’e taşındıktan sonra başlayan bu konferansları hiç canlı izleyememiştim. Ancak bu sene Dijital Topuklar zirvesi gücünügör teması ile, 1 Kasım’da (pandemi sebebiyle) ve online olarak gerçekleşecek. Doğrusu ilham verici içeriği bildiğim için, sabırsızlanıyorum.

Birbirinden güçlü isimlerin katılacağı zirvenin programına göz atmak isterseniz I Dijital Topuklar

Jim Carrey’in Konuşması
Jim Carrey’nin geçirdiği dönüşümden haberdarsınızdır. Elde ettiği bütün şöhreti bir kenara itip, kendini yeniden keşfetme yolculuğuna çıktı. O artık dünyanın en başarılı ressamlarından biri ve bana kalırsa ilham alınacak harika bir örnek.

Kendini kendini keşfetmek ve özgürleşmek ile ilgili yaptığı bu harika konuşmasını izleyin. Etkileyici bulacağınıza inanıyorum. (Türkçe altyazılı)

Aşağıda müziğin iyileştirici gücünden bahseden Gözde’nin bir de süprizi var.Aşağı kaydırın.

Bu haftaki yayınımızı beğendiyseniz, lütfen arkadaşlarınıza Rafineri’yi tavsiye edin. Sayımızın artması, bizi güçlendiriyor ve motive ediyor. Şimdiden teşekkürler.

Görüşmek üzere,

Melis, 

Yeni Hayat-

Müziğin Şifası

Gözde Üsküp Yaptı tarafından,

Arabaya bindiğimizde kontağı çevirdikten sonra çoğumuzun radyosu otomatik açılıyor değil mi? Aynı şekilde bazılarımıza da çalışırken, bir şeyler okurken, yemek yaparken, ev temizliğinde hatta belki banyoda bile müzik listeleri eşlik eder.

Kalabalık sofraların en neşeli olanında da, en hüzünlüsünde de etrafımızı saran bazı şarkılar vardır. Bazen kolumuza girip bizimle dans ederler, bazen de sözleriyle ağlayacak omuz olurlar.

Kısacası, müzik hayatımızda büyük bir yer kaplar. Bu yüzden de kendimizi keşfetme yolculuğunda yoga, meditasyon ve nefes egzersizi gibi öz terapi yöntemlerine ek olarak, müzik dinlemeyi de saymak çok yanlış olmaz.

Bizi birbirimize bağlayan şarkılar var

 

Daha önce beynin duyduğuna inandığından ve düşüncelerimizi değiştirmenin başlıca yolunun zihnimizin duyduğu kelimeleri değiştirmek olduğundan bahsetmiştik.

Bu, müzik konusunda da oldukça geçerli bir durum. Bilirsiniz, duyulduğu an insanı bulunduğu zamandan, başka bir zamana taşıyabilen eserler var. Her ne kadar, çalan bir ritmin ne hissettirdiği, insandan insana ve yaşanmışlıklara bağlı olarak değişse de; bazıları var ki, duyan her insanı (belki başka şekillerde ama mutlaka) etkiliyor.

Yani mesela, Beethoven’in Ay ışığı Sonatı’nı “yavan” bulup, etkilenmeyen var mıdır? Veya Selvi Boylum Al Yazmalım’ın müziğini duyunca şöyle bir irkilmeyen?

Müziğin evrensel bir dil olduğuna ve bizi birbirimize bağladığına inanıyorum. Bu sebeple Spotify’de bir çalma listesi hazırladım. Şimdilik sadece beni hayata bağlayan, negatif düşünceden uzaklaştırarak pozitif yaşama geçişimi kolaylaştıran şarkıları barındırıyor.

Zamansız şarkılar” adını verdiğim bu listeye siz de, bir terapi kadar iyi gelen, modunuzu değiştirebilen veya kendinizle ilgili bir farkındalık sağlayan şarkıları ekleyerek,  kendinize ait bir liste oluşturabilirsiniz.

Hatta dilerseniz, bize sarki seçimlerinizi iletebilirsiniz. Rafineri ekibi olarak bizler de, belli aralıklarla bu listeyi güncelleyebilir ve tüm Rafineri Ailesi olarak kendimize ait bir çalma listesi oluşturabiliriz.

Bu şekilde beraberce, kendimizi keşfetme yolculuğunda müziğin bize kazandırdıkları ile yolumuza devam ederiz. 

Sosyal medya hesaplarımıza özel mesaj göndererek bize ulaşabilirsiniz:

Instagram – rafineri_yenihayat / Facebook – Rafineri Yenihayat

Zamansız şarkılar (Rafineri) I Spotify

Ses ile Şifa Terapisi

İyileşmekten bahsetmişken müziğin iyileştirici özelliğini başka bir konu üzerinden de anlatmak istiyorum.

Titreşimsel Terapi olarak da bilinen bu terapi türünde, müzik ile rahatlama sağlayabilen kişiler için titreşimler yoluyla zihinsel ve bedensel rahatlama sağlamak amaçlanıyor.

Sertifikalı bir ses terapisti olan Glendy Yeung’a göre:

“Titreşimsel Terapi, modern bilimsel ilkelerin yanı sıra eski ezoterik bilgeliğe dayanan deneyimleri, araçları ve uygulamaları içerir. Titreşim frekansımıza uyum sağlamamız, varlıklarımızı yeniden canlandırmamız ve farkındalığımızı genişletmemiz için araçlar sağlar[…] Düzenli olarak uygulandığında, hayatımızın her alanında netlik, odaklanma ve dayanıklılığa ilham verirler.”

Bu anlamda sesle iyileşme terapisi yöntemleri ve bu terapi türünün kullanıldığı alanlar hakkında çok güzel bir yazı var:

Ses Terapisi İle Müziğin Şifasını Hissedin! I LivetoBloom.com

Bu terapi içeriğinde “Ses Banyosu” adı verilen bir tür var. Haftada bir kez ister terapi grubuyla, ister benim gibi amatör olarak evinizde yatağınıza uzanarak o anki amacınıza uygun olarak deneyebilirsiniz.

Ancak profesyonel sonuç almak için kesinlikle bir terapist eşliğinde ve grupla birlikte yapmanız tavsiye ediliyor.

Nasıl bir şey olduğunu merak edenler için kendi deneyimlediğim ve bana özellikle anksiyete yaşadığım zamanlarda yardımcı olan YouTube videosunun linkini paylaşıyorum;

Deep Sound Bath|  I Youtube

Wellness Müzik Akımı

Ses terapisinin yanı sıra, yeni keşfettiğim ve yine müziğin kullanıldığı bir akım daha var: Wellness Müzik Akımı

Müziğin beyin üzerindeki etkisine ilişkin yapılan tıbbi araştırmalar sonrasında ortaya çıkan bu akım, müziğin yapısal özelliklerinin (vuruş, anahtar, akor ilerlemesi ve tını gibi) özellikle kalp atış hızı, beyin gibi biyometriklerinin nasıl etkilediğine odaklanıyor.

Müziğin bu şekilde kullanımıyla, hastalık düzeyindeki uykusuzluktan, kronik ağrılara ve TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) ‘ye kadar bir takım sorunlara şifa olabilecek yeni bir tür kullanımı keşfedilmiş oluyor. Global Wellness Summit’in bu konu ile ilgili detaylı bir makalesi var;

Wellness Music | Globalwellnesssummit.com

Aynı zamanda Sıla Bakır’da bu konuyu güzel şekilde özetleyen isimlerden:

Wellness Music Biyometrik Verilerle Terapi I LivetoBloom.com

“Müzik ruhun gıdasıdır” sözünü hatırlayarak bu yazıyla ruhumuzu ne ile beslediğimizi tekrar gözden geçirmeyi umuyorum. Umarım Spotify listesini beğenirsiniz.

Eğer yazıyı beğendiyseniz sevdiklerinizle paylaşmayı unutmayın.

Keyifli okumalar ve dinlemeler

Gözde

Kendini Keşfet