Mutluluk Hissi Sürekli Olabilir mi?
Değerlerimiz sürekli değişiyor ve bu bir ömür sürüyor. Bir zamanlar peşinde koştuğumuz bazı şeylerin artık bizim için önemli olmadığının farkına varıyor ve çoğunlukla kendimizi iyi hissediyoruz.
Ancak tam geçiş sırasında, hiç bir sebep olmaksızın, belli belirsiz mutsuz hissetme eğilimindeyiz.
Tatminsizlik hissinden bahsediyorum… İşinde yükselmek için gece gündüz çalışıp, terfi haberinden hemen sonra gelen o histen yada 3 beden incelmek için ter döküp, tartıda o rakamı gördükten sonraki kayıtsızlıktan, hatırladın mı?
Değerlerimiz Değişti
Forbes’ta bir kaç gün önce yayınlanan bir araştırma, Covid 19 Pandemi’si sırasında önem kazanan değerlerin beklenenden çok hızlı bir şekilde değiştiğini ortaya koyuyor. Ocak ve Haziran ayı aralığında: Materyalizm, romantizm, maceracılık, güç, statü, servet, hırs ve kişisel çıkar gibi değerlerin yerini:
Aileyi korumak, kişilerarası ilişkiler, kendi kendine yeterlilik, yardımseverlik, sadelik, basitlik ve dürüstlük
almış görünüyor. Her ne kadar, temel değerlerin anlamlı şekillerde değişmesi genellikle yıllar alsa da, bu değişiklik için sanırım pandemiye teşekkür etmeliyiz.
Yani, tüm Dünya olarak içinden geçtiğimiz bu küresel felaket döneminde, bizim için önemli olan şeyleri ve beklentilerimizi yeniden gözden geçiriyoruz. Kriz, rahat olmak için neyin gerekli olduğunu netleştirdi ve zenginlik algısı hepimiz için daha da göreceli hale geldi.
Evet, salgın sırasında insanların temel harcamaları düşmüş değil. Tüm Dünya’da bir çok kişi işini kaybettiği halde, hepimiz hala yiyecek ve barınma için para ödüyoruz ve elimizden geldiğince borç ödemeleri yapıyoruz.
Ancak, Korona virüsün yayılmasını erken engellemek için evde kalma emirlerine uyulduğu için, küresel olarak dışarıda yemek yemek ve seyahat gibi isteğe bağlı öğelere önemli ölçüde daha az para harcandı .
Mutluluk Hissi Neden Geçici?
Psychology Today’ da yayınlanan bir makalede, gerçek mutluluğu deneyimleyeceğimizi düşleyerek ulaştığımız zafer noktasında, mutluluk hissini neden sadece bir an hissedip, sonra hemen kaybettiğimiz sorgulanmış.
Evrimsel olarak bakıldığında, aslında “mutluluk hissi,” türümüzün ve uygarlığımızın sürekliliği için daha fazla çabalamamızı teşvik eden bir “ödül”. Dolayısıyla, isteklere ulaştıktan sonra kaybolması, sadece “o hissi tekrar yaşamak” için çabalamamıza yarıyor.
Ancak bazı nüanslar var. Ünlü Daniel Kahneman ve Amos Tversky tarafından geliştirilen “Beklenti Teorisi” ni açıklayan şu örneğe dikkat edin:
“5 TL bekliyorsanız ancak 7 TL alırsanız memnun kalacaksınız. Eğer 10 TL bekliyorsanız 7 TL alırsanız, üzgün olursunuz”.
Beklentilerimizi kontrol altında tutmakta yarar var.
Bir başka büyüleyici çalışmada, hayatta başımıza gelen olayların, kişisel refahımız üzerindeki kısa vadeli ve uzun vadeli etkileri incelemiş. Oldukça ilginç araştırma sonuçları elde edilmiş.
Mesela, işten çıkarıldığınızda hissettiğiniz acı da, terfi alınca yaşadığınız sevinç de sadece 3 ay sürüyor.
Başarı Bağımlılığı
Bir de Başarı Bağımlılığı diye tanımlanan bir durum var. İnsanlar başarıyı tattıkça mutlu oluyorlar ve bu bir süre sonra bağımlılığa dönüşüyor. Ve tüm bağımlılıklar gibi hayat kalitesini düşürüyor.
Çünkü bu insanlar, daha başarılı olmak uğruna, gerçek hayatla bağlantısını koparıyor. Tıpkı madde bağımlılığında olduğu gibi, zaman için gerçek aşklarını, arkadaşlıklarını, çocuklarıyla ilişkilerini biraz daha başarı için feda ediyorlar.
Yoganın Bağışıklığı Ve Mutluluğu Arttırdığına Dair Bilimsel Kanıtlar Artıyor
Bilimsel araştırmalar, Yoganın, anti-enflamatuar ve anti-stres etkileri, COVID-19 için etkili bir yardımcı tedavi olabileceğini gösteriyor. Bu durum, neden her geçen gün daha fazla doktorun yogayı önerdiğinin açıklaması olabilir.
Dedikodu Mutlu mu Ediyor?
Dedikodu, türün devamı için gerekli ve üstelik her zaman da kötü değilmiş.
Dedikodunun Faydaları, Yalın Alpay I Youtube, Flu TV
Lütfen, Rafineri’nin bu sayısını bir arkadaşınızla paylaşın. Teşekkürler.
Görüşürüz
Rafineri’den
Melis