Kişisel Girişim Yaklaşımı

Salgından güvenle korunabiliyor ve benim gibi evden çalışıyorsanız, şükretmek için çok önemli nedenlerimiz var demektir. Bildiğimiz gibi milyonlarca insan pandemi sebebiyle ya işini kaybediyor, ya da iş yerine gidebilmek için hastalanma riskiyle burun buruna geliyor.

Dünya’nın bir kırılma noktasında olduğu çok açık. Covid 19, yeni bir normal tanımladı ve daha önce hiçbirimizin deneyimlemediği bir hızda hayatlarımızı değiştirmemiz gerekiyor. 

Kulağa oldukça tekinsiz geldiğini biliyorum. Yine de, bu kırılma noktası finansal geleceğinizin kontrolü açısından size daha fazla fırsat sağlayabilir.

Fast Company’deki bir raporda, insanların ekonomik krizi aşabilmek için, sözleşmeli serbest işler, danışmanlık, kısa vadeli projeler gibi esnek koşullar altında, birden fazla işte çalışmayı mümkün kılan işlere yöneldikleri belirtiliyor.

Yani insanlar, herhangi bir kuruma bağlı olarak değil, aynı anda birden çok organizasyona hizmet verebilecek şeklide portföy kariyeri, ya da daha bilinen adıyla freelancer olarak çalışmaya başlamışlar.

Genç işsizliğinin tavan yaptığı, belirli bir yaşın üstündeki çalışanların ise işten çıkarıldığı ve tekrar işe giremediği ülkemizde de, var olan beceri setlerimizi eğiterek, portföy kariyeri bağlamında kullanmak oldukça akıllıca görünüyor.

Gerçekten de, işten çıkarılmış bir şehir plancısının endüstriyel ürün tasarımı yapmasına, emekli edilmiş bir yönetici asistanının event organizasyonu hizmeti vermesine, ya da sözleşmesi iptal edilen bir matematik öğretmeninin veri bilimi eğitimi alarak bu alanda hizmet vermesine artık giderek daha fazla rastlanıyor.

Kişisel Girişim

 

Bir “portföy kariyeri” hakkında düşünmenin bir başka yolu da “kişisel girişim” kavramını anlamak. Bu terim, Hemant Taneja‘nın Unscaled: How AI and a New Generation of Upstarts Are Creating the Economy of the Future isimli kitabında icat edildi.

Kavram, gelecekte ekonomik gelir elde etmenin anahtarının, “girişimci bir yaşam sürmek” olduğu fikrine dayanıyor. Ancak buradaki girişimci kavramı, düşündüğünüzden biraz farklı.

Kişisel girişim yaklaşımında, geleneksel bir kariyer ve yatırım stratejisi yerine, hayatınızda gelişmek için yaptığınız her şeyi bir yatırım olarak görüyorsunuz.

Şimdiye kadar edindiğiniz mesleki bilgi ve deneyime kişisel girişim piramidinizin temeli olarak bakıp, bunun üstüne ekleyebileceğiniz herşeyi kişisel girişim yatırımı olarak ele alıyorsunuz. Tıpkı bir şirket kuruyormuş gibi, yaptığınız her türlü fedakarlık size kazanç sağlayacak bir yatırım olarak görülüyor.

Tek bir işveren için, tek bir özgeçmiş hazırlamak yerine, hayatın içindeki tüm uğraşılarınızı ve sahip olduğunuz yeteneklerinizi para kazanmak için ürün haline getiriyorsunuz.

Kısaca tanımlamak gerekirse: dijital yollarla (online eğitimler, e-kitaplar, vs) geliştirdiğiniz becerilerinizi, uzun vadeli sözleşmeler, serbest projeler, yan uğraşlar ve girişimcilik ürünlerinin bir karışımı olarak (e-ticaret siteleri, kendi bloğunuz, dijital pazar yerleri gibi platformlarda) pazarlıyorsunuz.

Örneğin, bir kurumda klasik mesai saatleri içinde çalıştığınız bir işiniz var. Bunun yanında örgü örmeyi çok seviyorsunuz. Çevirim içi dijital pazarlama eğitimi alıp, ördüklerinizi kendi e ticaret sitenizde satabiliyor, ya da on line örgü eğitimi vererek para kazanabiliyorsunuz.

Tıpkı, işten çıkarılan ve okumayı çok seven makine mühendisi bir arkadaşımın, diksiyon dersi alarak kitap seslendirmek üzere, yayın evleriyle anlaşması gibi…

Değişim zorlayıcı olabilir, ancak gelecek için şart

Bu, “geleneksel iş” odaklı insanlar için zorlu bir değişim olacak mı? Evet, ama korkarım ki herkesin, şu anda ve gelecekte bir “kariyer” in ne anlama geldiğine dair düşüncelerini sıfırlaması gerekiyor . 

Geleneksel bir “gerçek işi” sürdürmeyi başarsanız bile, mevcut tüm kariyer tavsiyeleri , başarılı olmak için yine de  bir girişimci gibi düşünmeniz ve performans göstermeniz gerektiğini söylüyor.

Sorun şu ki, tek bir işvereniniz olduğunda tüm yumurtalarınızı aynı sepete koymuş oluyorsunuz. Ve o işveren, herhangi bir “t” anında o yumurtaları parçalayabiliyor. Bu anlamda Kişisel Girişim Yaklaşımı, gelirinizi koruyan (hatta çoğaltan) bir yedek yumurta olarak konumlanıyor.

Ayrıca bu tür bir kariyer anlayışının, size para kazandıran daha anlamlı faaliyetler oluşturmanın yanı sıra, sağlık ve kişisel gelişim alanlarında da fayda sağlayacağı açık görünüyor.

Çünkü, kişisel girişimlerinizi gerçekleştirmek adına alacağınız her eğitim, yapacağınız her okuma, konuşacağınız her insan, siz isteseniz de istemeseniz de beyninizi, sağlığınızı ve psikolojinizi daha iyi hale getirmeye katkı sağlıyor.

Ayrıca, bizim yaşımızda iş projelerinizi gelişmiş bir amaç duygusuyla seçme olasılığınız daha yüksek olduğundan , kişiliğinizde de olumlu bir değişim yaratıyorsunuz (kişisel gelişim budur).

Oturup herhangi bir değişikliğin “başınıza gelmesine” izin vermeyin. Kendi değişikliğinizi oluşturun.
Başlamak için en iyi zaman ise: şimdi.

Eski, Eskidir

Araştırmalar, yaşlanma hakkında düşünme şeklinizin, yaşlandıkça yaşam kalitenizi ve ne kadar yaşadığınızı etkilediğini gösteriyor. Hatta bir araştırmaya göre, kendilerini gerçek yaşlarından daha genç olarak gören insanlar, yaklaşık yüzde 50 daha fazla yaşadılar.

Yaşlandığını Sanıyorsan, Yaşlanacaksın I Barin World

Harika Bir Web Sitesi

Size yeni keşfettiğim müthiş güzel bir siteden bahsetmek istiyorum: yalansavar.org

Yalansavar, etrafta duyduğumuz her türlü habere sorgulayıcı bir gözle bakıp, eleştirel düşünceyi yayma amacıyla kurulmuş bir web sitesi. 

Herbiri kendi alanında uzman olan kişilerce kurulmuş site, tıp, bilimsel düşünce, popüler gündem, paranormal olaylar gibi konularda ortaya çıkmış asparagas haberlerin gerçek olup olmadığını araştırıyor. 

Mutlaka ziyaret edin: Yalansavar

Sadece “hayır” de

“İnsanlar odaklanmanın, odaklanmanız gereken şeye evet demek olduğunu düşünüyor. Ama anlamı bu değil. Var olan diğer yüzlerce iyi fikre hayır demek anlamına geliyor. ” ~ Steve Jobs

Mantığa Aykırı Bir Uygulama Daha Başarılı Olmanıza Yardımcı Olabilir I Fast Company

Dünyadaki Ormanlardan Gelen Seslerin Haritası

 
Oldukça enteresan bir şeyden bahsedeceğim. Ormanın Sesleri adlı bir site , dünyanın dört bir yanındaki ormanlardan ve ormanlık alanlardan sesler topluyor ve bunları bir dünya haritasında sunuyor.
Dünyanın herhangi bir yerine tıklayın ve o bölgeden bir orman kaydını dinleyebilirsiniz. 
 

Gözde aşağıda, gülmenin öneminden bahsediyor. Bültenimizi yararlı ve ilham verici bulduysanız, arkadaşlarınıza da gönderin.

Görüşürüz,

Melis,

Yeni Hayat

Zihninizi Kahkaha Atarak Geliştirin

Gözde Üsküp Yaltı tarafından,

Gülmenin hayatımızdaki öneminin ne kadar farkında olduğumuz tartışılır. Özellikle yaşadığımız coğrafya ve kültüre bakarsak, ne yazık ki hala bir yerlerde kahkaha atmanın ayıp sayıldığını görebiliyoruz.

Çocukluğumuzdan itibaren, aslında en doğal tepkimiz olan -ağlamak gibi- , yüksek sesle gülmenin de doğru olmadığı öğretiliyor. Bilinçaltımıza bu veriyi işleyenler gibi renksiz, sessiz bir hayatta kendi sesimizi ve hislerimizi bastırarak yaşıyoruz.

Oysa diğer herşey gibi bu algımızı da değiştirmek yine bizim elimizde. İşte bu yüzden bu hafta farkındalık çalışmalarına ve pozitif yaşam önerilerine bir ek olarak gülümseyerek iyileşmenin öneminden bahsetmek istiyorum.

Gülmenin Hayatımızdaki Önemi

Hayatın doğal akışı içinde, nefes almak kadar doğal olan gülme eylemini, ne sıklıkla gerçekleştirdiğimize çok da fazla dikkat etmeden yaşıyoruz. Çünkü, çoğunlukla gülmek için sebep arıyoruz.

Oysa, aldığımız her nefesin farkında olmamız gerektiği gibi, ne kadar güldüğümüzü de bilmek ve sayısını arttırmak için harekete geçmemiz gerekiyor. Çünkü,

Hayatın içinde yeteri kadar gülmediğimizde, aslında kafamızdaki negatif seslerin zihnimizi ve bedenimizi sinsice sarmasına izin veriyoruz.

Gerçekte gülmek için bir sebebe ihtiyacımız yok! İhtiyacımız olan şeyler sadece, gülmenin iyileştirici gücünü fark etmek ve bunu yapmak için kendimize yeterli alanı tanımak.

Gülmenin fiziksel sağlığa katkıları da kanıtlanmış. Araştırmalara göre, bir nevi doğal anestezik olan gülme eylemi, endorfin hormonunun daha fazla salgilanmasini sağlayarak bizi mutlu hissetmeye sevk ediyor. Ve bu durum,acı hissine karşı olan dayanıklılığımızı arttırıyor.

Buna şaşmamak gerek. Daha önce de bahsettiğim gibi, bedenimiz ve zihnimiz, bizden duyduğu söylemlere göre bir inanç yapısı geliştirip, kendini ona göre programlıyor. Dolayısıyla beden ve zihin, bizden çıkan “Gülme Sesi” sayesinde “mutlu” hissettiğine inanabiliyor. Böylece, otomatik olarak bağışıklık, hastalıklarla mücadele gücü, konsantrasyon ve yaratıcılık artıyor.

Bunların yanı sıra neden gülmemiz gerektiği ile ilgili daha fazlası için:

Sağlık Hizmetinde Mizahın Gücü I Ashley Abramson / Elemental
Daha Çok Gülmeniz İçin 5 Sebep I Aklınızı Keşfedin

Gülmenin Mucizesini Yaşamak İçin Öneriler

Dediğim gibi gülmek için özel bir sebebe ihtiyacımız yok. Gündelik yaşam şartlarımızı şekillendirerek hayatimizda güldüğümüz anların sayısını çoğaltabiliriz.

İşte bununla ilgili Ilchı Lee ‘nin metodolojisine dayanan birkaç öneri;

1. Bir ayna bulun ve bir süre yüzünüzü gözlemleyin.

Yüzünüze çok dikkatli bakın. Yüzünüz zihninizin bir yansımasıdır. Yüzünüzde nasıl bir yansıma beliriyor? Yüzün parlıyor mu yoksa kasvetli mi? Gergin mi yoksa rahat mı? Neşeli mi yoksa rahatsız mı? 

2. Aynada kendinize gülümseyin.

Gülüşünüze dikkat edin. Gülüşünüz doğal ve rahat görünüyor mu? Yüz ifadeniz, gerginlik nedeniyle kocaman bir gülümsemeyi ifade etmek için çok mu zorlayıcı?

3. Omuzlarınızı gevşetin ve gözlerinizi kapatın.

Sonra nazikçe gülümseyin ve beyninizi hissedin. Gülümsemenizle yüzünüzün ve beyninizin rahatladığını hissedebiliyor musunuz? Yakında kalbinizi beyninize bağlayan bir enerji hattı olduğu için aynı rahatlığı kalbinizde de hissedeceksiniz.

4. Şimdi çatık bir yüz yapın.

Yüzünüzü çarptırdığınız anda kalbinizdeki enerji merkezi tıkanır ve beyniniz gerilir. Gülümsemenin ve gülmenin beyninizi çok olumlu etkilediğini düşünürsek bu mantıklıdır.

5. Bu egzersizi birkaç kez tekrarlayın – önce gülümseyin, sonra kaşlarınızı çatın.

Bu egzersiz, beyniniz için mükemmel bir uyarıcıdır.

6. Şimdi tüm vücudunuzu sallayarak yoğun bir şekilde gülün.

Önce yüzünüzü güldürün, sonra göğsünüzü, göbek deliğinizi, dizlerinizi ve son olarak ayak parmaklarınızı. Güldüğünüzde, beyninizin tepesinden ayaklarınızın altına kadar vücudunuzdaki her enerji merkezi sonuna kadar açıktır. Şimdi enerji ile dolup taşacaksınız.

Daha başka bir bakış açısı için  Nesrin Bayraktar’ın da çok güzel bir yazısı var;
Hayata Gülümseyerek Bakmak İçin Ne Yapmalıyım? I Nesrin Bayraktar

Yeni Bir Nefes Egzersizi Türü : Gülme ve Kahkaha Yogasi

Gitmeden önce, bilmeyenleriniz için isminin çok merak uyandırdığı, yeni bir tür egzersizden bahsetmek istiyorum:  Kahkaha Yogası

 Kahkaha Yogası, daha önce bahsettiğim nefes egzersizlerinin, sebepsiz gülme eylemiyle birleşiminden ortaya çıkan yeni bir yoga egzersizi olarak tanımlanıyor.

Egzersiz diyorum, çünkü düzenli olarak yapıldığında zihin ve beden bütünlüğünün sağlanması adına oldukça güçlü bir çalışma. Çoğunlukla iş hayatındaki stresi atmak amacıyla, ve toplulukla birlikte yapılıyor.

Kahkaha yogasinda, herhangi bir sebep olmadan atılan, içten gelen kahkaha seslerinin tekrarı çok önemli. Bu şekilde hem doğru nefes almayı sağlıyor, hem de beynimize gülerek pozitif sinyaller göndermek amaçlanıyor.

Daha fazlası için:

Gülme Yogası nedir?Kahkaha Yogası nasıl yapılır? I yeryuzum.com

Gülme Yogası’nın Faydaları I yeryuzum.com

Kahkaha Terapisi – Eser Mutlu /TEDXTunali I Youtube

Artık gülmek için birden fazla sebebiniz var ve daha fazlasını fark etmek için hazırsınız. O zaman kendinize izin verin ki, “Gülümsemeniz zihninizi ve bedeninizi geliştirsin.”

Kendini Keşfet
Gözde

Not: Eğer Rafineri’yi seviyorsanız, lütfen arkadaşlarınıza da iletin.